Gürültülü bir hayatınSessiz çocuklarıyız Sıvasız bir duvarınLekeli suratı Kenar mahalleliKırık bir kaldırım taşı KendimiziYarım yamalak olandaAradığımızVe deBulduğumuz Yok kiBir kelebek kanadındaUçmuşluğumuzGürültülü bir hayatın Sesi kadar...
Gürültülü bir hayatın Sessiz çocuklarıyız Sıvasız bir duvarın Lekeli suratı Kenar mahalleli Kırık bir kaldırım taşı Kendimizi Yarım yamalak olanda Aradığımız Ve de Bulduğumuz Yok...
İtebilir mi insan kendiniUçurumlardan Düşerken yakalayabilir mi kendiniAvuçlarından Alevler kemirirken etini kemiğiniSöndürebilir mi insan derisini Hem katledip elleriyle kendiniHem de yeniden doğurabilir mi bedenini Yaşarken...
Kırık bir tabaktaBardağın çatlamış camındaBuruşmuş bir kağıdınEzik kenarındaGörüyorum kendimiAynaya bakar gibi Toprakla yüz göz olmuşKuru yapraktaYanmış bir kibritin zifiri ucundaPaslı tren raylarındaYosun tutmuş yamalı duvardaBuluyorum...
İnsan sığamadığında kendineKaldırır başını gökyüzüneYa da koparmak ister o başıAtmak uçurumların en dibineÇıkamadığında kendi bedenindenHapsolduğunda kendi ciğerlerineSökmek ister ruhunu derisindenVeElleriyle sürmek kendini bu şehirden Sezgi...
İki ben var sanki içimdeBenim bile bilmediğim Gömüyorum onu hücrelerimeToprak atıyorum kürek kürek Onun istediği ısınmak güneşteBenim yaptığım sessizce erimek O yaşamak istiyor ölesiyeBen eşikten...
Yanan bir çıra parçasıyımSaçılıyor kıvılcımlarımErirken yıllarım çıtır çıtırİs içinde kaldı duvarlarımÖmrümü bir çırpıda tutuşturanKibritin ucundaki ateş benimSisler içinde öfkeyle şahlananBeyaz gözlü duman yine benimSenelerimi yürürken...
Çöküyor mu senin de üstüne geceBu şehrin sesi yutuyor mu seni deEziliyor musun benim gibiŞarkıların her hecesindeÇekiyor musun bensizliğiSoğuk bedenine perde perdeBen varım kabullenmesen deSoluduğun...