Biyografi Nedir?
Biyografi ya da yaşam öyküsü, bir insanın yaşamındaki olayların belirli bir sıraya göre anlatıldığı edebiyat türüdür. Kişinin kendi hayatını anlattığı yazılara otobiyografi, divan edebiyatında şairlerin yaşam hikayesini anlatan eserlere de tezkire denir.
Özellikleri Nelerdir?
- Kişiyi tüm yönleri ile tarafsız bir şekilde tanıtmak.
- Açık ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.
- Belgelere ve örneklere dayandırılarak hazırlanan biyografiler sanat ve meslek alanındaki tarihçiler için önemli kaynaklardır.
- Biyografisi yazılacak kişiler, kuşkusuz, sıradan kişiler değildir. Yaşadıkları dönemin siyasal,toplumsal etkinliklerine katılmış ya da eserleriyle,çalışma ve buluşlarıyla dönemlerini etkilemiş kişilerdir.
- Kişinin önemi ve benzerlerinden farkı belirlenmelidir.
- Yaşam öyküsü kronolojik olarak hazırlanmalıdır.
Biyografiler roman şeklinde de yazılabilir. Bu tarz eserlere biyografik roman denir. Türk edebiyatındaki en önemli örneklerinden biri Oğuz Atay’ın Bir Bilim Adamının Romanı isimli kitabıdır.
Dünya edebiyatında Yunan yazar Plutarkhos bu türün öncüsü olarak gösterilebilir. İskender, Sezar, Marcus Antonius gibi kişilerin biyografileri yazarın bu konudaki önemli eserlerindendir. Mestrius Plutarchus (MS. 46 – 120?) Yunan tarihçi, biyografi ve deneme yazarı. Ayrıca orta dönem Platonculardandır. Plutarkhos Delfi’nin yaklaşık 35 km doğusunda bulunan Chaeronea, Boeotia Yunanistan’da iyi bir ailede dünyaya gelmiştir. Plutarkhos ciltlerce eser yazmış olduğu belirtilmektedir. Lampria Katalogu adlı bir antik katalog listesinde 227 eseri olduğu bildirilmiştir. Elimize geçen eserleri Paralel Yaşamlar ve Moralia adlı iki toplanmış eserdir.
Türk edebiyatında biyografi alanındaki ilk eserler tezkiyelerdir. İlk tezkiye örneği Ali Şîr Nevaî’nin Mecâlisü’n-Nefâis isimi eseridir.
Biyografik Filmler
Biyografi alanında onlarca belgesel ve film de çekilmiştir. İzlenebilecek bir kaç biyografik film örneği de verelim yeri gelmişken:
- Cinderella Man
- Sıkıysa Yakala
- İçimdeki Deniz
- Ip Man
- Kelebek ve Dalgıç
- Akıl Oyunları
- Özgürlük Yolu
- Piyanist
- Can Dostum
- Schindler’in Listesi
Daha fazla örnek için buraya tıklayabilirsiniz.
Neden Biyografi
Günümüzde insanları kitap okumaktan alıkoyan onlarca şey sayılabilir. Ancak en önemlisi sanırım zaman konusu. Harıl harıl çalışan, trafikte saatler geçiren, televizyon karşısında ömür tüketen bir neslin kitap okumaya zaman bulamaması tartışılır haliyle. Ancak bir bahane olduğu konusu kesin. Ömrün kısa oluşu da sayılabilir. Bu kısa hayatta kitap okumak da sorun olabiliyor demek ki! Ayrıca kitap okumak konusunda da çok seçici davranabiliyoruz bir çok zaman. Hikaye olmasın, roman olmasın, bir şey öğretsin gibi onlarca bahaneyi bir çırpıda sıralayabiliyoruz. Tüm bu bahanelere sarılan kişilerden biriyseniz, bahanelerinizin hepsini boşa çıkarmak için biyografi konusunu öne sürebilirim. Zira biyografiler sizin zamanınızı harcamayı bırakın size zaman kazandıracaktır. Ömrünüze ömür katacaktır desek yeridir.
Başkalarının tecrübelerini yaşayarak öğrenmek kadar büyük ahmaklık yoktur.
Aynı zamanda yaşayarak öğrenecek kadar zamanınız da yoktur kesin çünkü kitap okumak konusunda bile zaman konusunda bahaneler bulabiliyoruz üstte yazdığım gibi. İster kendi mesleğinizin, isterseniz özendiğiniz mesleklerin. Ya da önder kabul ettiğiniz ve sizin için yolunuzu aydınlatan kişilerin hayatlarına dahil olmak kim istemez ki? Onlarla yan yana yürüdüğünüzü ve fikir alışverişi yaptığınızı varsayın. Hatta biraz daha ileri gidersek 50 senelik tecrübeyi 300 sayfa kitap okuyarak öğrendiğinizi düşünün. Tabii ki aynı şey değildir ancak 20-30 liraya 200-300 sayfa okuyarak o kişilerin hayatlarından damlayan özü tadabilmek mümkün.
Tecrübe üzerine saatlerce düşünülebilecek bir konu. Ve hayata atıldığınız andan itibaren sizin en büyük etiketlerinizden biri olacak. İş hayatınızdan aşk hayatınıza ya da sosyal hayatta yaptığınız davranışların şeklini şemalini etkileyecek yegane şey tecrübe. Ve bunu kazanmak için seneler vermeniz gerekecek emin olabilirsiniz. Ne kadar önemli olduğunu tecrübeli olduğunuzda tecrübesiz bir kişinin o konu hakkında konuşmalarını dinlerken ve ya okurken farkedebilirsiniz. Biyografi alanı ise kestirme yoldur. Dünya tarihine damga vurmuş binlerce kişinin, yöneticilerin, filozofların, yazarların, sporcuların vs. hayatlarına biyografi okuyarak dokunmanız mümkün.
Eğitim sisteminde müfredat içinde bir gün anlatılıp geçilecek kadar basit bir konu değil. Bir çok önemli konunun önüne geçen, sıkıştırılmış müfredatların, basit ama anlatılması gereken şeylerin arkasında kalmış önemli şeylerden biri biyografi. Küçük yaşlardan itibaren biyografi okumaya teşvik edilen bireylerin hayatlarının nasıl da değiştiğini görebiliriz. Sizlere hayal gücü, bakış açısı gibi çok kritik özellikler katabilir.
Bu noktadan hareketle sitemizde değerli yazarların biyografisine yer vermek için bu kategoriyi kullanacağız. Sizlere kısa ve öz olarak örnek kişilerin hayatlarını yazacağız. Okuyalım ve özellikle genç yaştaki bireylere önerelim. Bir film izleme vaktinde hayatlarını değiştirecek bakış açıları kazanma fırsatını kaçırmak istemeyiz sanırım.
Neşet Ertaş’ın ağzından güzel bir hayat hikayesi ile bitirelim.
Bin dokuzyüz otuzsekiz cihana
Kırtıllar köyünde geldin dediler
Babama Muharrem anama Döne
Dediysen Ata’yı bildin dediler
Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler
O zaman babamdan öğrendim sazı
Engin gönül ile Hakk’a niyazı
O yaşımda yaktı bir ahu gözü
Mecnun gibi çölde kaldın dediler
Zalım kader devranını dönderdi
Tuttu bizi İbikli’ye gönderdi
Babam saz çalarken bana zil verdi
Oynadım meydanda köçek dediler
Anam Döne İbikli’de ölünce
Tam beş tane öksüz yetim kalınca
Beşimiz de Perişan olunca
Babamgile burdan göçek dediler
Yürüdü göçümüz Tefleğe doğru
Bu hali görenin yanıyor bağrı
Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı
Bunlara bir ana bulun dediler
Yozgat’ın Kırıksoku Köyü’ne vardık
Bize ana yok mu diyerek sorduk
Adı Arzu dediler bir ana bulduk
İşte bu anadır buldun dediler
En küçük gardaşı kayıp eyledik
Onun için gizli gizli ağladık
Üstelik babamı asker eyledik
Yine öksüz yetim kaldın dediler
Zalım kader tebdilimi şaşırttı
Heybe verdi dalımıza devşirtti
Yardım etti Yerköy’üne göçürttü
Biraz da burada kalın dediler
Yerköy’den Kırıkkale’ye geldik
Babam saz çalarken biz çümbüş aldık
Kırşehir’e varınca kemanı çaldık
Aferin arkadaş çaldın dediler
Yarin aşkı ile arttı hep derdim
Babamı bir yere dünür gönderdim
Başlık çok istemişler haberin aldım
İstemiyor yarin seni dediler
Kırşehir’de yedi sene kalınca
Düğün düzgün hepsi bize gelince
Burada herkese yer daralınca
Ankara’ya gider yolun dediler
Ankara’da (sünnetçi) Veysel Usta’yı buldum
Epeyce eğleştim evinde kaldım
Yüz lirayı verip bir yatak aldım
Etti isen böyle buldun dediler
Bir ev kiraladım münasip yerde
Kaldı kavim kardaş hep Kırşehir’de
Bu aşk hançerini vurdu derinde
Çaresini bulamazsan ölün dediler
Yarin aşkı ile döndüm şaşkına
Arada içerdim yarin aşkına
Canan acımaz mı garip dostuna
Buna da içeriye alın dediler.
NEŞET ERTAŞ
0 Yorum