Ben bu düzenin bozulmaması, devam etmesi için varım. Bir polis olarak suçluyu bulup adalete teslim etmek vazifemin ehemmiyetini gözler önüne serer ve bunu suçlular dahil herkes görür, bilir.
O keskin, sert mizacımın altında merhamet duygusunu gizlerim. Kimse görüp de faydalanamasın, bana ait olan iç dünyama müdahil olamasın diye. Senin ise; bu sırra vakıf olmanın bana yakınlık derecesi ile asla ilgisi yoktu. Zaten bir suçlunun benimle ne ilgisi olurdu ki? Biri düzen kurucu, öbürü düzen bozucu. Elbette kimsenin tercihi değildir kötü olmak. Ancak tercihlerimizin de hayatımıza yön verdiği bir gerçek…
Merhamet duygusunu bile herkesle paylaşmayan bencil biri olarak, geç olsa da bazı şeylerin farkına varıyorum. Bu sığ düşünce ile utancım bin kat artsa da hiçbir şey için geç olmayacağı gerçeği ile de teselli buluyorum.
Bu kurmaca hayatın içinde bize verilen ödünç yaşantılarımız, merhametimizin ya da insani duygularımızın var olmasına engel değilmiş meğer. Bunu, adalet önünde suçsuzluğun kanıtlandığında anladım.
Ayşe GÜR
0 Yorum