Yazmak da aşka dair biliyorum. İnsanın nefesini kesen bir tutku sanki. Yazmak eylemi aşk olmasa insan bu kadar sabır ve özenle nasıl yazabilirdi ki. Zira en sevdiklerimizden bile yeri geliyor sıkılıyoruz. Ancak yazmak fiilinden sıkılmak gibi bir durum söz konusu bile olamıyor. Hiçbir menfaat gözetmeksizin gece gündüz demeden yazmak yazmak yazmak… Aşkın ömrü üç yıl demiş uzmanlar. Eğer durum bundan ibaret ise yazmaya duyulan aşkın da ötesinde bir şey. Beş yaşımdan başlayıp kırk beş yaşıma kadar bana yazdıran bu şey aşkın ötesinde bir şey…
Yazmak bir meditasyon haliydi sanki… İnsanın ruhunda bir dinginlik, bakışlarında bir berraklık, içinde sebepsiz bir sevinç hali… Yazmak bir dost idi sanki… Seni objektif bir biçimde dinleyen, hiç eleştirmeyen, en iyi günlerinde mutluluğunu paylaşan, en kötü günlerinde hüznüne ortak olan ve her zaman senin yanında olan bir dost… Yazmak eyleminin göbek adı aşkın ötesi olsa gerekti ve iyi ki vardı…
Aylin Kaya USTAMEHMETOĞLU
Yazmak bir yaşam tarzı bana göre de.Tebrikler Aylin
Çok teşekkür ederim Arzu Hanım..