Yokluk yıllarıydı, bir kitap geçti elime. Kırmızı kaplı, beyaz kuşe kağıda basılı. Nereden geldi, nasıl geçti, kimindi hiç bilmiyorum. Tek hatırladığım içinin renkli resimlerle dolu oluşuydu. Altında yazılar vardı ama kimin umurundaydı? Zaten okuma yazma da bilmiyordum ki. İşte o resimler o gün beni hayal dünyama taşıdı. Artık balıklar pembe, sokaklar bahçe, kapıya her gelen hızırdı. Kısacası bu dünya çok güzel ve başkaydı. Alabildiğine özgür ve sonsuz bu dünyada bana düşen tek şey harekete geçmekti. Bende geçtim tabi ki. Mekanım dünyaydı. Bana ait kocaman dikili ağacıma çoktan asılmıştı bile mavi boncuklu uçan ipim. Evimin gece lambasıydı, koca kafalı tonton dolunay.
Savurdum saçlarımı dünyanın boşluğuna. Çoktan daldım hayal rüyasına. El salladım Jüpiter,Merkür, Venüs komşularıma. Sonra bir ses duydum derinden kapı çaldı aniden. Küçük bir kız çocuğu, göz pınarlarında birikmiş yaşlar neden? Kırmızı kaplı kitabını istiyordu hiç çekinmeden. Gözlerim doldu aniden, sonra yüzüm güldü birden, çünkü hayal dünyasını çoktan keşfetmiştim hem de kalp gözümden.
Hale Çayan
Halecim hayallerimiz hep olsun kalp gözüyle görülen. Tebrik ederim. Kalemine sağlık canım.
Teşekkür ederim Gülgün hanımcım🌹
Haleciğim tebrik ederim canım “kocs kafalı tonton dolunaya” yı çok sevdim 😊
Teşekkür ederim Banu hanımcım 🌹