Eksik Bir Şey


Anlamasanız bile anlaşmak için uğraştığınız insanlar varsa, bu hâlâ değer verdiğiniz insanlar var demektir. Değer vermek kişiden kişiye elbette kişi miktarınca değişir. İyi niyet; aslolan, kaybedilmemesi gerekli olandır.

Anlaşılmadığımı düşündüğüm on binlerce durum karşısında yine de anlayışlı olmayı ve susmayı bilmek zorunda kalmayı öğrenmek payıma düştü. Bu durum her defasında genzimde kekremsi bir tat bırakmıştır. Ama buna rağmen anlaşılmadığımı bilmek, beni ümitsiz ve hevessiz hale getiremez. Lâkin insanın kolunu kanadını kıran hep şu değer yargılarıdır. Ki insandan insana çok farklılaşır, başkalaşır. Hani o kalbimde sımsıkı tuttuğum şiirde de dediği gibi;

“ İnsandan insana şükür ki fark var

İyi ki bilmiyor kalabalıklar ” (Yağmur Duası / Sezai KARAKOÇ)

Bilmek istediğim çok fazla şey var ama bana bahşedilenle keşfetmek yine bir yere kadar. Bilmek, bilimsel olarak hiçbir şey bilmediğini idrak etmek olsa gerek. Ve bunun akabinde kişi haddini bilmeli. Hiçbir şeyi tam anlamıyla bilemeyiz, bunu her daim hatırlamalıyız. Böylece ‘Ben’liğin törpülenmesiyle insan-ı kâmil olmayı başarabiliriz belki bir nebze.

Bu ‘bilmek’ kelimesi öyle tehlikelidir ki, içinden bilimsellikten tutun bilmeceye kadar güldürmeceler, makaleler, eleştiriler vesaireler geçer. Sonunda da koca bir kahkaha veya boşluk oluşur. İşte böyle trajikomiktir ve bu dünyada en çok hissettiğimdir maalesef; ‘trajikomik’.

Sesinizin karşılığı hiçbir durumda aynı ses olmaz, her defasında siz anlayışla karşılarsınız ama buna rağmen beklentileri ayniyetle karşılamazsanız bulduğunuz karşılık da trajikomik olur.

Bu hayatın içerisindeki sıkışıp kalmış genel döngü.

Çıkılamaz mı?

Neden olmasın?

Neden?

Olmasın mı?

Olsun mu?

Neden mi?

Nasıl mı?

Bazen bir neden aramamalı insan, mantıklı karşılıkları da bir kenara bırakmalı, kalbinin köşesine geçip seyre dalmalı.

Çünkü ne yaparsanız yapın, tek belirleyeceğiniz bir şey var şu hayatta; değişmez sonuç olurken, siz bunun neresinde yer aldığınız kısmı. Neresinde ve ne şekilde… O şeklin biçimsel bir önemi hiçbir zaman olmayacak emin olun, sonuçta bakılacak olan bir tek niyet kısmı olacak. Bu da sınavı geçip kalmak mı demeli, yaşamı değer kılıp kılmamakla mı alâkalı bilmediğim ama hissi olarak ucundan kıyısından kendi miktarımca hislendiğim kısmı diyebilirim.

Ey Rab,

Tamamlayıcı Rab,

Noksansız, Kusursuz, Kuşatıcı Rab!

Gelecek fonda benim şarkımı çal, lütfen?

Ve bütün yarımlar ve kırıklara gelsin…

Benden (eksikBirDilek’ten)

Kabul edersen…

Dilek ÇOBAN


Like it? Share with your friends!

İncetezat Edebiyat
Kişisel yazılarınızı bize göndererek sitemizde yer almasını ve daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. https://www.incetezat.com/misafir-yazarlik/

3 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir