Bilinci yok denecek kadardı, akıllı düşünemiyordu. Dünyası yıkılmış sadece duygularıyla hareket ediyordu. İç dünyasında cehennemi yaşıyordu adeta. Kendisini kimsesiz kalmış hissediyor; kimse tarafından sevilmeme, ilgilenilmeme ve yalnızlığın girdabına takılmış azap çekiyordu genç delikanlı. Dış gözlerini dünyaya kapatmış, iç gözleriyle karanlıkta yürüyor gibi korkuların içinde korkarak yaşıyordu. Kimsesi yoktu duygu dünyasında, istemsiz düşünceler sarmıştı her bir yanını. Bedensiz bir ruhtu sanki aç susuz öylece bakıyordu hayata, gözü görmüyor kulakları duymuyordu. Diyet ödüyordu Allah’a, niyet ediyordu açlık orucuna, yedi günahtan kurtuluşuna. Akıl sağlığı bozuk deniliyordu. Sadece doktora getirilip ilaçlarını içmesi gerektiği söyleniyordu.
Genç acı çekiyordu. İç organlarıyla savaş veriyordu bilinçsiz şuurunda. Annesini kaybetmişti onu arıyordu dört duvar arasında. Ama ona ulaşamıyordu, sadece duygularıyla yaşıyordu iki kuşak arasında.
Bir gencin anlatmak isteyip anlatamadığı, içinde yaşadığı derin çukurdan tek taşı çıkaramadığı ruhsuz bedenin haykırışlarını anlatmak için yazmadım. İnsan ruhunu anlatmak, burnumuzun dibindeki kişi bile olabilir. Giyinin beden elbiselerinizi, çıplak vücudunuz ısınsın. Ayrılmasın ruh bedenden özüne kavuşsun şifa bulsun. Sonsuzluk herkesi korusun.
Sonay SALMAN
0 Yorum