Rayların üzerinde sallana sallana yol alan bir trendesinizdir. İlk istasyonu, çıkış saati bilinen.
Kimin yolculuğu ne kadar sürecek?
Hangi istasyon? Kimin için son durak bilinmeyen.
Yol uzun, yol meşakkatli. Bazen keskin virajlarda sarsılırsınız, tünellerde karanlıkta kalırsınız, ışık ne zaman görünecektir. Uçurumlarda ki viyadükler, geçitler, yol ayrımları korkutur insanı. Belirsizlikler çaresizliğinizi hatırlatır. Tek başına yolculuk yapıyorsanız, sürükleyici bir kitap, iyi bir hayal gücü yolculuğunuza renk katabilir. Hikayenin kahramanları eşlik eder size, kısa bir süre. Eğer samimi bir yol arkadaşınız varsa, sohbetiniz, muhabbetiniz koyuysa demli çay tadında, içtikçe içilesi gelen. Yolculuğun çoğu sarsıntısını hissetmezsiniz, korkularınız bölüşülür, zamanınız su misali kolay akar.
Gidilecek yere varmaktan ziyade, yolculuğun keyifli geçmesidir önemli olan. Başkasının oturduğu koltuktan yollar nasıl görünüyordur merak edersiniz. Ama sizin koltuğunuz sizin için en iyi yerdir.
Rayların üzerinde tıngırdayarak, sallana savrula yol alan trenin camından bakarken görebildikleriniz, gördüklerinizin de size ne hissettirdiğidir asıl olan.
Korkuyu cesarete, sabırsızlığı azme, arkadaşı dosta, yâri yarene, aşkı meşke, umutları sevince, hayali gerçeğe, duygularını huzura, kendini en kıymetli misafire dönüştürdüğünüzde yolcuların en mutlusu, özenilesi siz sinizdir ve sizinle yolculuk edenler.
Yolculuk devam ederken, uğranan istasyon sizin son durağınız olabilir.
Henüz vakit varken şöyle dikkatlice bakın etrafınıza hangi manzaralar var.
Tren aynı yerden ikinci kez geçmeyecektir.
Zaman sizin için akarken, tren sizin için yol alıyorken;
Hevesli, azimli, neşeli, meraklı, bir kalple bakın etrafınıza
HENÜZ VAKİT VARKEN…
Keşkeye gelmeden…
Son durakta inmeden…
Rabia İNALTEKİN
Güzel olmuş devamını dilerim
Bir solukta okudum çok beğendim yureginize ve kaleminize sağlık