“Tevazu, insanın kendisini gerçekten, olduğu gibi bilmesidir.” Bu söz XIV. yüzyılda yaşamış ve adı bilinmeyen bir keşiş tarafından yazılmış olan “Bilmeyiş Bulutu” adlı bir kitaptan alınmıştır. Bu söz insanın kendini bilme arayışında kavranması gereken derin bir bildirimdir.
Örneğin iyi bir söz yazarı olduğunuz size söylendiğinde, mahcubiyet hissederek; “bir şeyler yapmaya çalışıyorum” demek, iyi bir söz yazarı olduğunuz, aldığınız tepkilerden belli olmasına rağmen bir tevazu değildir. Tevazu bir insanın kendisini olduğu gibi bilmesidir veya iyi bir yazar olmadığınız halde böbürlenerek ortalıkta dolaşmanız da kişisel farkındalığınız olmadığı fakat öz beğeninizin tavan yaptığı anlamına gelir. Sizde olmayan özellikleri varmış gibi göstermeye çalışmak, öz beğeninizi sekteye uğratabilecek her şeyi yok etmeye çalışmak bir hayli yoracaktır insanı. Oysa kişisel farkındalık insanı bir yerden alır bir yere taşır. Nasıl olur bu?
Bir insan eksik yönünü bilerek kabul ederse ilerlemeye başlar, eksik yönlerini tamamlamaya çabalar veya bu eksik yönü ile neler yapıp neler yapamayacağını tespit edebilir. Örneğin korkak bir insan, korkak olduğunu kabul etmeyip kendisinden daha güçlü bir insanla tartışmaya girdiğinde başına her türlü bela gelebilir. Ama bilirse ve kabul ederse tedbirli davranarak kendini koruyabilir. Kişisel farkındalığı olan bir insan bir dünyadır bence. Bir insan, bir aile, bir toplum, bir dünya olarak bakarsak kişisel farkındalığı olan toplumlar kendilerini riske atacak olayların içine girip gereksiz güç gösterileri yapmaz, tam tersine kendilerini koruyacakları şekilde tedbirler alarak hayat yolculuklarına devam ederler ve güvenli inşa edilen bir toplumda insanlarda daha huzurlu yaşarlar.
Genelde kişisel farkındalığın oluşmasını sağlayan aileler olmasına karşın çocukların önündeki en büyük engel ne yazık ki aileleri olabiliyor. Örneğin anne sürekli kıyaslama yaptığında: “Ayşe’nin oğlu matematikten 10 aldı, sen neden 5 aldın?”, “Fatma’nın kızı voleybolda çok iyi sen yürümeyi bile beceremiyorsun!”, “Ahmet çok cesur bir çocuk sen zırıl zırıl ağlıyorsun.” İşte insanın kişisel alanına yapılan en büyük tacizlerden biri. Hâlbuki anne çocuğunun kişisel farkındalığına yatırım yapsa, o çocuğun yaşayabileceği tüm gereksiz kaosların önüne geçecek olabilir. Korkan bir çocuğun cesur biri gibi davranmaya çalışmasının verdiği gereksiz stresi engelleyebilir. Bu çocuk kıyaslanma sebebi ile harcayacağı enerjiyi kendi ile ilgili harcayabilir ve kendi alanında daha başarılı ve mutlu olabilir.
Kısacası; bütün insanlar farklıdır, farklılıklarımız ile bir bütünü oluştururuz. Duygularımızı ne kadar iyi tanırsak ve anlarsak o kadar güçlü olabiliriz.
Zuhal KAP
👍🌹❤
💐🙏💝