Son Mektup


“Yüzümde vaktimin azaldığını gösteren her bir çizgiyi severdim. Takvim yapraklarından korkmazdım. Eğer yaşlanabilseydim hiç hayıflanmazdım…”

Bu yazıyı okuduğuna göre demek ki herkes gitmemiş ya da bir sen kaldın. Bu yazı senin için. İyi ki varsın! Dön bir bak kendine. Daha önce hiç bakamadığın gibi sevgiyle ve aç kulaklarını beni dikkatle dinle… Ne kadar değerlisin görüyor musun? Bugüne kadar ne kadar değerli olduğunu fark edemedin belki de. Düşünsene nefes alabiliyorsun. Ah ben nefes almanın değerini bilseydim şimdi yanında olurdum. Bunu nasıl başardın? Kalmayı? Hatırlıyorum, bundan on gün önce bu yaz okuyacağım kitapları raflara dizerken, sezon sonu aldığım elbisenin önümüzdeki yaz üstümde nasıl görüneceğinin provasını yaparken, bugün de hava kapalı diye üzülürken bu yıl yaptığım tatil planını önümüzdeki yaza ertelerken nefes alıyorum diye sevinebilir miydim? Herkes nefes alıyordu sonuçta. Nefes almak vücudumuzun her an gerçekleştirdiği sıradan bir olaydı çünkü… Düşünüyorum da sevinebilseydim eğer bırak yaz tatilini yarın ile ilgili bile plan yapmazdım. Sadece an’ı yaşamaktan korkmazdım. Daha derin alırdım nefesimi. Havadaki tüm oksijeni tüketecek gibi. Yüryüzündeki en önemli yaşam kaynağımız olan yeşilimize çevremize daha iyi bakardım. Her an nefesim kesilecekmiş gibi haykırırdım sevdiklerime onları ne kadar sevdiğimi. İçtiğim suyun bile tadı farklı gelirdi o zaman. Yıldızlar daha parlak… Eğer yarının hesabını yapmasaydım, bugünden bitirirdim bütün işlerimi. Kendime ve sevdiklerime daha çok vakit ayırırdım. İçimdeki en ufak tutkunun peşine düşerdim. O yolun sonu uçurum dahi olsa sonucunu düşünmeden atlardım suya. Dolu dolu geçirdiğim her güzel günü yazardım. Bilseydim hayatımdaki bir günün anlamını. Daha çok üretirdim ve bunun için daha az uyurdum mesela.. Ölüm yaşlılara mı aitti yalnızca? Yaşlılığımı göremeyeceğimi bilseydim sürer miydim yüzüme daha on gün önce bir çuval para verip aldığım yaşlanma karşıtı kremi? Böyle düşününce aslında ne kadar komik değil mi? Yüzümde vaktimin azaldığını gösteren her bir çizgiyi severdim. Takvim yapraklarından korkmazdım. Eğer yaşlanabilseydim hiç hayıflanmazdım. Yaşlandığımda nasıl gözükeceğime dair programı telefonuma yükleyip “Ay çok çirkinleşeceğim.” diye güler miydim sence? Bunları sana neden mi anlatıyorum çünkü ben, başaramadım. Kalamadım… Sen varsın! Çarpan kalbinin değerini bil, hislerine güven. Yaşadığın her anın tadını çıkar ve en önemlisi seni sevenler için, kendin için sağlığına dikkat et, GİTME…

Aslı GÖKMEN


Like it? Share with your friends!

Aslı Gökmen
“İnsan, kalbinde yaşadıklarını bir kitap gibi gözlerinde taşır ve bir insanı tanımak, kitabını okumak ile başlar.” Türkçe öğretmeni ve yazarımsı.

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir