
Zihnin yapısı, hayatı hangi pencereden gördüğünü ve algıyı yaratır. Sıkça duyulup, sıkça okunan; “Düşüncelerini sen seç, hayatın değişsin.” inancına katılıyorum. Bunun yanında her birimizin biri daha ağır basan odağı var. Sonuç veya süreç odaklılık…
Benim sonuç odaklılığım daha kuvvetli ve süreç odaklılığımı geliştiriyorum. Sonuç odaklı olmak, süreçteki ayrıntıları ister istemez göz ardı ettirebiliyor; çünkü bir amacı var: Sonuca ulaşmak. Bilinçlice yavaşlayıp, zamanla öğrendiğim deneyimler ve tanıştığım rehberim olan insanlar bana süreç odaklı olabilmeyi de öğretti.
YOL’CULUK
Sonuç odaklı insan acele davranabilir. Bu durumda ”Şu an bu benim için önemli mi?” yoksa ”Acil mi?” ya da ”Önemli ve acil mi?” soruları hayatımı kurtarıyor.
“Bir insanı yolda tanırsın.” derler ya, aklıma hep süreç odaklı bir insan ve sonuç odaklı bir insanın yan yana seyahat etmesi gelir. Biri bir an önce gideceği yeri hayal edip, nasıl kestirme yollar ararsa, diğeri de yolda olup biteni izleyip, “Gün doğumu veya batımını acaba şu dağın kenarından nasıl görürüz?” diye düşünebilir.
İletişim kazalarının birçoğu da buradan kaynaklanıyor. Farklı zihin yapılarının çakışması. Sonuç odaklı insan “Ee sonra, ne oldu yani? Sadede gel yahu!” derken, süreç odaklı insan önemsenmediğini düşünebilir. Süreç odaklı insan tüm ayrıntılarıyla, yaşayıp anlatırken, sonuç odaklı insan sıkılabilir. Bu durumda Google’ın sorduğu gibi ”Bunu mu demek istedin?” veya ”Ben böyle anladım, ama doğru mu anladım?” gibi veya benzeri daha fazla soru sormanın iletişimi rahatlatacağına inanıyorum.
Peki, bir öğretmen sizce sonuç odaklı mı, süreç odaklı mı olduğunda daha yararlı olur? Veya bu öğrencinin sonuç veya süreç odaklı olduğuna göre değişir mi?
Hilal ŞERİFOĞLU
Sorgulayan ve düşündüren yazınız için tebrikler Hilal Hanım