Zamanı Yönetmek

Zamanı yönetmek hayatı yönetmektir.

Şimdiden başka zaman yok diyenler ne kadar yanılıyorlar.

Carlos Castenada’nın ”Ixtlan Yolculuğu” kitabındaki Kızılderili Büyücü şöyle der; ”Düş görmek, düşlemek, bir güce sahip olmak demektir. Elinde bu güçle çok şeyi değiştirebilir insan. Gizli kalmış nice şeyi bu güçle bulup ortaya koyabilir. Dilediği her şeyi denetim altında tutabilir.” İşte kurgu yapmakta düş görmek gibi bir güce sahip olmak demektir. Bu güçle istediğimiz yer ve zamanda, istediğimiz kişilerle, var olmayan bir olayı, varolması gerektği gibi yaratarak zamanı yönetebiliriz.

Zamanı yönetmek aynı zamanda hayatı yönetmektir. Ortalama ömrümüz ne kadar? 80-90 yıl, yaklaşık bir yüzyıl. Kurgu yaparak başka yüzyıllara gidebilir oralarda yaşayabilir, çeşitli zamanlardan süzülüp gelen kişilerle dost veya düşman olabiliriz.

M.Ö. beşinci yüzyılda yaşayan Heredot ile dünyayı üç büyük kara parçasından oluştuğunu gösteren haritasını beraber çizebilir, Marco Polo’nun çıktığı sonsuz yolculukta bir tayfa olabilir, gelecek yüzyıllarda robotlarla beraber hava araçları kullanabiliriz.

Ajandamızın o güne ait bölümünde hiç bir not görmemize rağmen, öykümüzdeki tarihte gerçekten yaşanmış öyle bir güne inanmaya başlarız.

Di Giovanni ”gerçek her zaman olası yada olabilir değildir. Ama öykü yazarken onu elimizden geldiğince inandırıcı kılmalısınız, yoksa okurun imgelemi gerçeğinizi dışlayacaktır.” der.

Düşsel olarak kurgulanan; ancak gerçek olduğu hissini veren hikayeler de belli dönemleri başarılı bir şekilde anlatan anlatıcı sanki kahraman ile birlikte yaşamış, büyümüş gibidir. Cervantes her şeyi yalan bir gerçeklikle öyle güzel bir şekilde anlatır ki Don Kişot’un hayali hemen karşımıza çıkıverir.

Yaratılan ve sürekliliğini kaybetmeyen hikayeler insan yaşadığı sürece onunla birlikte olur ve sonsuzluğa doğru çıkıp gider.

Banu ERCAN