Yazarın Adı: Michael Ende
Yayınevi: Pegasus
1.Baskı: Eylül 2017
ISBN: 978-605-299-301-9
Çeviren: Leman Çalışkan
Momo adlı kitabın seçilme sebebi: İnternette alabileceğim kitaplar konusunda araştırma yaparken kapağının ilgimi çekmesiyle tanışmam diyebilirim kısaca. Tabi, biraz da üzerinde araştırdığınızda kitabın yazarı olan Micheal Ende’ye de Alman Gençlik Edebiyat ödülünü kazandıran bir kitap olduğunu görüyor ve daha da bu kitabı okumak istiyorsunuz. Kısaca özetlemek gerekirse seçme nedenim arasında bunlar sayılabilir.
Momo adlı kitabın konusuna da kısaca değinecek olursam: Tiyatro harabesinde yaşayan Momo adlı küçük bir kızın; yaşadığı kentteki insanların, dostlarının hayatını mahveden, onları zamanı daha verimli kullandırmak adına adeta köleleştiren “Duman Adamlar” adlı zaman hırsızlarının elinden kurtarmaya çalışması diyebilirim.
Kitabın kendi alanı içindeki yeri ve önemi: Momo bir masal niteliğinde olsa da her yaştan insanın okuyup -hatta- yaşamının farklı dönemlerinde tekrar okumasını gerektiren bir eser. Tıpkı Küçük Prens gibi. “Neden?” diyecek olursanız kitaptaki ögeler bizim gibi hayat telaşıyla uğraşan insanların sıklıkla unuttuğu konuları Momo ile hatırlatıyor. Bu ögeleri sayacak olursam: “Dostluk” birinci sırada olur çünkü küçük bir kız çocuğunun dostlarını kötülerin elinden kurtarmak için bütün kötü adamlara karşı -her ne kadar korksa da- dimdik karşılarına çıkıp mücadele edişini görüyoruz. İkinci öge ise “İnsanları dinlemek”. Bunun sebebi ise Momo’nun insanların derdini dinlerken onları sorgulamadan sadece ve sadece susup onlara odaklanması ve böylelikle insanların sorununu çözmesi. Sorgusuz sualsiz susup dinlemek belki de insanların en çok ihtiyacı olan, arayıp da bulamadığı dermanlardan biri. Momo’nun da bu dermanı bizlere hatırlatmasından dolayı yeri en azından benim için daha ayrı. Zaten dikkatlice düşünecek olursak iki ögenin de aslında birbirinin kesişim kümesi olduğunu rahatlıkla fark edebiliriz: Dostluk ve İnsanları dinlemek, Dostluk ve İnsanları dinlemek… Teşekkürler Momo.
Micheal Ende:
12 Kasım 1929’da Garmisch-Partenkirchen, Almanya’da dünyaya geldi. Gerçeküstücü bir ressam olan Edgar Ende ile fizyoterapist Louise Bartholomew Ende’nin tek çocuğuydu. Altı yaşındayken ailesiyle birlikte Münih’in kuzeyinde sanatçıların yoğun olarak yaşadığı Schwabing ilçesine taşındılar. Büyüdüğü bu edebi ve sanatsal yönden zengin ortam daha sonra yazılarını etkiledi. 1936 yılında babasının işi Nazi yönetimi tarafından “dejenere” olarak ilan edildi ve yasaklandı. Bu yüzden babası gizli çalışmak zorunda kaldı. II. Dünya Savaşı’nın ağır dehşeti çocukluğunu etkiledi. Münih’e ilk hava saldırısı gerçekleştiğinde on iki yaşındaydı. 1945’te on altı yaşındayken askere çağrılınca eğitimini sürdürdüğü Waldorf okulundan ayrıldı. Savaştan sonra 1948-1950 yılları arasında bir drama okuluna katıldı, aktörlük yaptı, skeçler ve kısa oyunlar yazdı, Münih Halk Tiyatrosu’nda yönetmenlik ve Bavyeralı bir yapım şirketi için film eleştirmenliği yaptı. 1952 yılında bir yılbaşı partisinde tanıştığı Ingeborg Hoffman ile 1964 yılında Roma’da evlendi. Hoffman hümanist değerleri sürdürmek için kararlı bir örgüte, Hümanist Birliğine katılmak için Ende’yi teşvik etti. Birlikte insan hakları için çalıştılar. Eşinin rehberliğinde çeşitli gruplarla tanıştı. 1985 yılında Hoffman’ın ani ve beklenmedik ölümüyle Ende, İtalya, Casa Liocorno daki evlerini sattı ve Münih’e döndü. 1992 yılında, Ende’ye mide kanseri teşhisi konuldu. İki yıl süren tedavi sonunda 28 Ağustos 1995’te hastalığa yenik düşerek 64 yaşındayken Filderstadt’ta yaşamını yitirdi. Yazın hayatına 1950’lerde kabare senaryoları yazarak başlayan Ende’nin en çok ses getiren kitabı 1979’da yayımlanan Bitmeyecek Öykü adlı romanıydı. Roman 30’dan fazla dile çevrildi ve uluslararası alanda çok satanlar listesine girdi. Ayrıca Momo adlı kitabı ise büyük ses getirdi. Kitabında zamandan bahseden yazar, bu romanın hikâyesini birinden duyduğunu, duyduklarını hiç değiştirmeden bize aktardığından bahseder. Ende, 20. yüzyılın en popüler Alman yazarlarından biridir. Genelde çocuk kitaplarındaki büyük başarılarından söz edilse de yetişkinler için de kitaplar yazmıştır. Ende “Hikayelerimi içimdeki çocuk ve hepimiz için anlatıyorum” ve “benim kitaplarım 8 ve 80 yaş arasındaki tüm çocuklar içindir” demiştir. Fantezi dünyasını seçen, fakat gerçek dünyayla olan bağlarını da koparmayan öyküleriyle pek çok övgü ve ödül almasına karşın alçak gönüllülükten vazgeçmemiştir.
Ödülleri:
1961 Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü -Cim Düğme ve Lokomotifçi Lukas (Jim Knopf und Lukas der Lokomotivführer)
1967 Hugo-Jacobi Ödülü
1974 Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü -Momo
1979 Buxtehude Bull – Bitmeyecek Öykü (Die unendliche Geschichte)
1980 Çocuk Edebiyatı Derneği Volkach Alman Akademisi Büyük Ödülü
1980 Wilhelm Hauff Ödülü -Bitmeyecek Öykü
1981 Uluslararası Janusz Korczak Edebiyat Ödülü -Bitmeyecek Öykü
1982 Accademia Internazionale Medicean Lorenzo il Magnifico Ödülü (AIM)
1983 Gümüş Kalem- Bitmeyecek Öykü
1989 Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı
1990 La vache qui lit Ödülü -Der satanarchäolügenialkohöllische Wunschpunsch
1996 Kurt Lasswitz Ödülü -Santa Cruz’a Giden Uzun Yol (Der lange Weg nach Santa Cruz)
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Michael_Ende
Kitabın Özeti: Büyük bir kentin tiyatro harabesinde Momo adlı küçük bir kız çocuğu yaşar. Çevrede yaşayan insanlar Momo’nun varlığını zaman geçtikçe fark eder, Momo’nun yaşadığı harabeyi güzelleştirir ve ona her gün yiyecek bir şeyler getirirler. Zaman geçtikçe Momo’ya daha çok alışan insanlar gelip ona dertlerini anlatmaya başlar ve böylelikle sorunlarının çözüldüğünü, daha da rahatladıklarını fark ederler. Çünkü Momo’nun en büyük özelliği karşısındaki insanı sabırla, sorgusuz sualsiz sadece ve sadece dinlemektir. Hatta bu özelliğinden dolayı Momo, duvar ustası olan Nicola ve meyhane sahibi Nino’yu bile barıştırır. Artık insanlar arasında “Bugün Momo’ya uğradın mı?” diye bir deyim de oluşmaya başlar. Çocuklar bile tiyatro harabesine gelip Momo’nun yanında hayal kurup o hayal üzerine oyun oynamaya başlar. Zamanla Momo’nun ziyaretçisi kesilmez ve herkes bu kızın arkadaşı olur. Ancak kahramanımızın dostu diyebileceği, en iyi anlaştığı iki kişi vardır: “Birisi yaşlı Çöpçü Beppo diğeri de genç Turist Rehberi Girolamo (Gigi) dur. İkisinin de karakteri birbirinden çok farklı olsa da Momo ikisinin de en yakın arkadaşı, dostudur. Kentte her şey Momo ve diğer insanlar için güzel giderken “Zaman Tasarrufu Şirketi” adı altında ağızlarında sigarası, tenleri kül rengini taşıyan Duman Adamlar insanların zamanını çalmaya çalışır. Hatta bir gün annesine vakit ayıran, sevdiği kadınla ilgilenen Berber Bay Fusi’nin aklını çelip annesini Huzurevine bile göndertirler. Tabi, sevdiği kadınla da “zamanını çalıyor!” bahanesiyle daha az ilgilenmesine sebep olurlar. Duman Adamlar insanların kafasını zehirlerken şu argümanı kullanırlar: “Dostlarla, aileyle, insanlarla ilgilenmek bir zaman kaybı ve insan zamanını sadece kendine ayırırsa ancak zaman tasarrufu edebilir.” Bu fikirle kentteki bütün insanları ikna ederler ve zaman geçtikçe insanlar birbirine selam vermez olur. Bundan Momo’da etkilenir çünkü ne artık kendisini ziyaret eden arkadaşlar ne de onunla oyun oynamak için gelen çocuklar tiyatro harabesine uğrarlar. İlk başta Momo, Beppo ve Gigi ve çocuklar bu duruma direnip “Büyük Bir Çocuk Gösteri Yürüyüşü” yaparak isyan etseler de Duman Adamlar buna da Çocuk Depoları (Çocukları sokakta oynamak yerine sabahları ebeveynlerinin bıraktığı yerler) kurarak karşılık verir. Momo artık iki dostuyla beraber direnmeye çalışsa da Duman Adamlar onları da Momo’dan uzaklaştırır. Momo deyim yerindeyse yapayalnız kalır. Duman Adamlar bir gün Momo’yu ziyarete gelip onu da Zaman Tasarrufu bahanesiyle kandırmak istese de görevli olarak gelen Duman Adam, Momo’nun içinde gizemli bir güç fark edip sırlarını Momo’ya anlatmaya başlar. Böylelikle Momo onlar için çok tehlikeli hale gelir. Ancak günlerden bir gün Momo, Kassiopeia adlı geleceği bilen bir kaplumbağa ile tanışır. Momo’yu arayan Duman Adamlar, Kassiopeia’nın sayesinde Momo’yu yakalayamaz. Kaplumbağa onu zamanı yöneten, Hiçbir Yerde Sokağının bulunduğu Hiçbir Yerde Evinde oturan Secundus Minutius Hora Usta’ya götürür. İnsanların zamanını çalıp bu çaldıkları zamanla varlığını sürdüren Duman Adamlar ile Hora Usta arasında süren bir mücadele başlayacaktır ve kahramanız Momo’da bu mücadelenin ana karakteri olacaktır.
Bakalım, Momo’nun dostlarını kurtarmak için yapacağı bu büyük mücadele nasıl sonuçlanacaktır?
Kitabın Hedef Kitlesi: Yazarın kendi sözüyle bunu cevaplamak daha doğru olur: “Benim kitaplarım 8 ve 80 yaş arasındaki tüm çocuklar içindir.” Kitabı okuduğunuz da tıpkı Küçük Prens gibi her yaşta okumamız gereken bir kitap olacağını fark edeceğinizi düşünüyorum. Dostluk ve İnsanları Dinlemek ögeleri kitapta vurgulansa da bu ögeleri unutmamak hayat telaşında pek de kolay olmuyor. Bu yüzden ara da Momo’nun tiyatro harabesindeki evine uğrayıp dertleşmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sahi, kitapta da dediği gibi “bugün Momo’ya uğradın mı sevgili okur?”
Kitapta Kullanılan Dil: Pegasus yayınlarından biz okurlara Almancadan çeviren Leman Çalışkan’a teşekkür etmem gerektiğini düşünüyor ve onu rahmetle anıyorum. Çevirmenin üslubuyla okuduklarımı rahat bir şekilde anladım. Bir masal niteliğinde olan bu eser her ne kadar çocuklara özgü gibi olup rahat bir dille bizlere sunulma zorunluluğuna sahip gözükse de “Momo’nun 8 yaşından 80 yaş arasındaki tüm çocuklara yazıldığını düşünürsek” dilin ne kadar akıcı bir şekilde “büyük çocuklara” aktarıldığını görür ve önemini daha rahat bir şekilde kavrarız. Bu yüzden tekrardan Leman Çalışkan’a teşekkür ediyor ve onu rahmetle anıyorum. Mekânı Cennet olsun.
Kitap Dış Kapak Tasarımı: Dış kapak tasarımında bizi bir kaplumbağa, sırtı dönük kıvırcık saçlı bir çocuk ve önlerindeki bir sürü saat karşılıyor. Arka kapakta bulunan Hora Usta’nın Hiçbir Yerde evindeki bir sürü saat de onlara eşlik ediyor.
0 Yorum