ORADA MISINIZ?
Yok musunuz, peki tamam o zaman sonra gelelim demek çok isterdim. Ama cidden yok musunuz artık sokakta, caddede, bankta? Bu kitap öyle güzel sorular barındırıyor ki içinde. Mesela; bir arsa için canınızı verir miydiniz sırf arkadaşınız orada top oynuyor diye? Peki çete lideriyken karşı çetenin çocuğu hastalandı diye apartmanının önünde sabaha kadar bekler miydiniz? Bir terzi olduğunuzu düşünün; çocuğunuz yan odada son nefesini verirken bir züppenin kumaşını dikmeye uğraşır mıydınız sırf evladınızın tabut parası çıksın diye? İşte bunların cevaplarını içinde barındıran, vicdanımızı sızlatan bir eser bırakmış Ferenc Molnar.
Devir cidden değişti. Artık çete kurmak yok, artık peşinden gidebileceğimiz ‘Boka’ gibi bir lider yok. Nemecsek gibi her şeye atlayan minik bir arkadaşımız yok. Eskiyi son kez hatırlatan bu eser bize nerede o eski bayramlar naraları çeken dedeler gibi hissettiriyor. Ferenc Molnar’ın bu eseri gerçekten sokağın tozunu yutmuş ayakkabılarımızı raflardan çıkartıp tekrar top oynatacak cinsten. O kadar iz bırakmış ki, Macaristan’da kahramanların heykelleri bile yapılmış.
Bir halk, topluluk ya da ne derseniz deyin, çocukluğunu unuttuysa bir hayır beklenmez ondan. Nereden mi biliyorum? Çünkü artık sokaklar çocuk sesleriyle değil, gol diye bağırmalarla değil, bisiklet pedalının sesiyle değil; araba sesleriyle, birbirlerini sevmeyen komşuların bakışlarıyla dolu. Sokaklar çocuklarındır sloganını kitaba yakıştırırsam herhalde yanlış olmaz. Eskiden cennet olan sokaklar şimdi en tehlikeli yer haline geldi. Hani nerede bizim saflığımız? Saflık deyince de artık hakaret oldu lügatımızda. Saflık, insanın hala insan olduğunu hatırlatan bir tutumdur. Ya da tutumdu demem daha doğru olacak. Çünkü ahmaklık ile özdeş olarak kullanılıyor günümüzde maalesef. Ancak kitap saflığı, kötü kahramanlardan olan Feri Ats’ın Nemecsek’i suya atıp hasta ettikten sonra yine de cesaretli çocukmuşsun deyip hatırını sorması ile tanımlamaktadır. Cesaretin hakkını vermektir saflık. Unuttuğumuz iyi şeylerdendir yani kısaca.
Dünyanın tüm çocukları Pal sokağındandır. Çünkü Pal sokağı çocukları temizdir. Saftır. Diğer tüm dünyadaki çocuklar gibi. Bir parça merhamet, bir parça sevgi ve bir tutam dostluk neyimize yetmiyor o çocuklara yeterken? Bu kadar bencil olmayı nasıl becerebiliyoruz o çocuklar sevgilerini paylaşırken? Acaba bizde hala saf mıyız? Boka gibi arkadaşımızı sabaha kadar bekler miyiz evinin önünde ya da sevmediğiniz birini düşmanınız olsa dahi sırf cesaretinden dolayı tebrik eder miyiz? Biz belki yapmayız ama çocuklar yapar. Cidden bizden daha cesur ve daha temizler. Bu kitap çocukluğa özlem büyümeye de hafiften bir öfke taşıttı bana. Yaşlılık da ne olacağı bilinmez ama. Son durak sanırım dostlarınız ve sevdiklerinizle geçirdiğiniz hatıralar. Onların kıymetini de hatırlattığı için bu kitaba sonsuz teşekkürler…
0 Yorum