Kendini bildi bileli neşeli canlı hayattan zevk alan çevresindekilere enerji katan biriydi Damla, eğlencelerin ve sosyal organizasyonların olmazsa olmazı… Ama şu son günlerde bir şeyler olmuştu sanki , arkadaşlarından kaçmak için bahaneler üretirken buluyordu kendini, yalnız kalmak doğaya koşmak istiyordu adeta. Sanki ilk kez görüyormuş gibi ağaçları çiçekleri incelerken dalıp dalıp uzaklara gidiyordu. İçinde sanki fısıltıyla konuşan bir ses vardı, onu duymaya başlamıştı son zamanlarda ve çok hoşuna gidiyordu. Bir diğer ses vardı daha yüksek çıkan ama o pek iyi şeyler söylemiyordu geç de olsa fark etmişti mesela geçenlerde çok acımasız bulmuştu onu hep “önce sen” diyor ve diğerlerini ötekileştiriyordu.
Yakın arkadaş çevresinin ona danışmadan bir yaş günü partisi organize ettiklerini duydu, ne de olsa gelecek hafta kırk yaşını dolduruyordu ama içindeki ses bundan hoşnut olmadı. Bu yaşına farklı girmek istiyordu, diğerleri gibi olmamalıydı, hiçbir şey düşünmeden sadece eğlenmek istemiyordu artık… Yaşam amacını bulmalıydı…
Asistanı Gül’e haber verdi sadece, üç günlük randevularını iptal etmesini istedi ve kimseye haber vermeden yola çıktı bir sabah seher vaktinde…
Bir plan yapmamaya özen göstermişti, akışa bırakmalıydı kendini, mevsim yaz olduğu için küçük bir sırt çantası yetmişti ihtiyaçları için. Güneş gözlüğü, nemlendiricisi ve birkaç kitap aldı yanına.
Yola çıkarken dilinde bir dua vardı “Allah’ım beni ihtiyacım olan şeylerle ve kişilerle karşılaştır ve almam gereken dersleri alabilmem için idrakimi artır lütfen.” diye.
Sevdiği müzik kanalını açtı şarkılara eşlik ederken yollarda raks etmeye başladı adeta. Bir patikaya girdi ve köy kahvesi denebilecek bir yerde arabasını park etti. Kocaman bir çınar ağacı vardı bahçeyi kaplayan onun altında oturup serinlemek istedi, yan masadaki gözlerinin içi gülen yaşlı bir amca vardı onu selamladı ve yanına oturmak için izin istedi. İlk kez görmesine rağmen güven veren biriydi ve hiç düşünmeden çekildiğini hissetti. Amca kısa bir sohbetten sonra Damla’nın içsel bir yolculuğa çıktığını anladı ve bazı sorular sorarak onun kafasını daha da karıştırdı. Çünkü onda bir ışık görmüştü ve ancak arayanların bulacağını biliyordu. Damla’ya okyanusu bulup ona kavuştuğunda( yani okyanusta yok olduğunda) tüm sorunların biteceğini söyledi. “Zamanı gelince anlarsın” diye göz kırptı. “Allah bir kulunu severse onu sevdiklerinin kapısına gönderir.” diyerek ilave etti ve uzaklaştı.
Damla yaklaşık üç saat daha araba kullandıktan sonra nehir kenarında küçük bir butik otel gördü burada konaklamaya karar verdi. Anahtarını alıp odasına çıktığında çok sevimli buldu odayı ekose kumaştan perdeler country tarzı döşenmiş sevimli sıcacık bir oda… Sanki çocukluğunun güvenli limanına demirlemişti. Sahibesinin çok zevkli bir hanım olduğunu düşünerek merdivenlerden inerken güleç yüzlü bir bey kendini tanıtarak selamladı. Akşam yemeği için tercihini sordu.
Damla özel bir tercihi olmadığını ve yöresel yemeklerini tercih ettiğini belirterek yaklaşık bir saatlik nehir kenarında yürüyüşten sonra yemek için uygun olabileceğini belirterek hızla uzaklaştı.
Nehir kenarında yürümek çok iyi geldi zamanı unuttu bir an için, nehir kir tutmuyordu çer çöpler akan suyla taşınıyordu ne güzeldi, keşke bizim zihnimizdeki çer çöplerde böyle akıp gidebilseydi diye düşünmeden edemedi. Sımsıkı tutunduklarımız hep bize zarar veriyordu.
Akşam yemeği için otele döndüğünde kendisinden başka sadece bir çiftin olduğunu öğrendiğinde şaşırıp kalmıştı. Büyük şehirdeki kalabalıklardan çok sıkıldığını bir kez daha fark etti. Sakinlik hoşuna gitmişti. Diğer çiftin bir kutlama yaptıkları özel olarak hazırlanan masada anlaşılıyordu. Onları izlerken eski erkek arkadaşlarını düşündü bir an için geçmişe gitti ve bir kez daha yanlış bir ilişki içinde olmaktansa yalnız olmayı tercih ettiğini gördü. Yine de pişman değildi hepsinden bir şey öğrenmişti bugünkü Damla’ya hepsinin ayrı ayrı katkıları vardı, şükretti teşekkür etti.
Derken merdivenlerde karşılaştığı güleç yüzlü bey masasına kadar gelmiş ve kendisine soran gözlerle bakıyordu. “Adım Kenan bu otelin sahibiyim ve eğer yalnız kalmak istemezseniz size yemekte eşlik etmekten onur duyarım.”
Damla ile bakışları karşılaştığında, Damla bu gözlerin yalnız güleç değil derinlerde bir hüzün taşıdığını fark etmişti bile… Ve hiç düşünmeden “Memnun olurum lütfen buyurun “diyerek teklifi kabul etti. İçinden bir ses bu genç adamın neden bu kadar sakin bir mekanda yaşamayı seçtiğini öğrenmek için sabırsızlanıyordu.
Uzun bir yaz gecesi sonunda derinlere giden bir sohbet demini muhabbete çevirmişti. Gecenin sonunda birkaç saat önce yeni tanıştıklarına ikisi de inanamıyorlardı.
Sorgulamalar ve arayış içinde olmak ortak noktalarıydı. Kenan bu yolculuğa çok daha önceleri çıkmıştı anlaşılan. Herkesin O bir “Kibrid-i Ahmer “dediği ustasını andı bir an için ve tebessüm etti.
Kenan Damla’ya, “Kalbinde acı, gönlünde sancı varsa mutlu ol; çünkü sende vicdan var.” dediğinde Damla’nın gözleri dolmuştu. Bir yabancı kendini anlarken bunca yıldır yakınında olanların kendisini hiç anlayamadığını fark etmek hüzünlü ama güzeldi de…
O gece uyurken umut Damla’nın yüreğinde yer edinmişti. Acaba sabah kahvaltı da Kenan kendisine eşlik edecek mi diye düşünmeden edemiyordu.
Odalardaki ince zevkin de Kenan’ın olduğunu öğrendiğinde bu özel ruhu yakından tanımak istediğine emindi artık. Demek hiçbir şey tesadüf değildi buraya onu getiren kaderiydi.
Kırk yaşını kutlamak için daha iyisini düşünemezdi bile…
Her bilinç durumunda aşkın tanımı değişirmiş, Damla artık yeni bir aşkı deneyimliyordu.
Otelin bahçesine diktiği sardunyaları (ebedi birlikteliğin sembolü) gösterirken Kenan da artık huzur doluydu duygularının karşılığını alabildiği için… Bir an Damla’yı ustası ile tanıştırmayı çok istediğini düşündü ama bunu ona nasıl anlatacaktı…
Arzu AYMAN
Sürükleyici bir hikaye, akıcı üslup ile tatlanmış. Detaylar ve Kenan’ın sözü düşündürüyor. Kaleminize sağlık 👏🏻👏🏻
Çok teşekkürler Aslı Hanım bunları sizden duymak ne güzel
Aslı Hanım çok teşekkürler, bunları sizden duymak ne güzel sevgilerimle
Arzucum kalemine sağlık , yumuşacık, akıp gidiyor.
Teşekkürler Gülgüncum sevgilerimle