Tomurcuklaşan bir çayın, o ilk kokusunda hayal ettim seni.
Zeybek oynayan bir erkekten ziyade, zeybek oynayan bir kadındın benim hücrelerimde.
Hafif tıngırtı, biraz şiir ve birazda afallamış bir aşıktın, gölgeme düşmüş bir cemrede.
Tanır mısın kendini?
Çeyrek asır önce, önceden rastlaşacaktık deyişini duyar gibiyim.
Bak fısıldıyor ruhum, eş kenarlı bir devrik cümlede.
Eşitler misin kalbini kalbime.
Kalbimin röntgenini çekmişsin gibi bak bana.
Bak ama kalbinin gözleri açık olsun daima.
Sonra kes, biç istersen sonsuza dek as ayrılıkları.
Bir ben vardı diyelim, biz’i bile ben bünyesinde sevelim.
Anlıyor musun?
Hani tarifi imkansız aşklar denir ya, ruhunu saran o kıymetli dokuya.
İşte o dokuyu tarif edelim biz’li en gerçek şarkılarla.
Biz’li diyorsam sakın aldanma
Sen ve ben yan yana olmasak da kendi tabirimizde bir bütün olarak ben’iz nasılsa.
Hani denir ya ben sen’im, sen de bensin.
İşte ôyle bir şey buda.
Hadi ne olur şimdi fısılda.
Bir ayrılık tüneyince o amansız yarınlara.
Bir ben olur muyuz yarınlarda?
Şimdi ben bir kibritim yanmayı bekleyen bu durakta.
Bari sen kıvılcım olma umuduma.
Duyuyor musun?
Serkan EMİR
0 Yorum