Orada öleceğim ben,
Önce sahilde ufak tefek bir şeyler yiyeceğim
Kutsanmış su ile katık yapacağım cennet hurmasını.
Çıkmaya çalıştığım bu yamaç,
Kimin acısının öksürüğüydü?
Yerlerde dolu olan irili ufaklı taşlar,
Hangi insanın anlatmak isteyip de,
Karşı yamaca vurup yere düşen kusmuğuydu.
Yokuşu çıkarken insan neden sırtından terler akıtırdı ki,
Sırtımdaki terlere bir de gözlerimim sisi katışacaktı.
Yaprakların üstünde yavaşça hareket eden sürüngenleri düşüneceğim
Yokuşu çıkmayı bitirdiğim an
Belki de ilk kez o an anlayacağım
Hiçbir yolun,
Nefesin,
Sonunun olmayışını
Aşağı inen yoldan devam edeceğim
Hiç düşündünüz mü?
İnsan neden yaşlanırdı?
Ayağı aksasın da sadece otursun diye mi?
Beli bükülsün de kimseyi görmesin diye mi?
Belki de eğilsin de bir tek kendini görsün diyedir.
Tam orada duracağım.
Orası dünya burnu!
Arkamda koca dünya
Yoksa sağımda mı?
Yok yok!
Ya o benim içinde,
Ya da ben onun içindeyim.
İki kıtayı birbirine bağladığı söylenen,
O köprüyü izleyeceğim.
Ah insanlar,
Bu köprünün olma sebebi başkaydı.
Garip ama sırtımdaki ter yavaşlayınca daha da arttı.
Gözü, gözüme bakanlar.
Karşımda durmayın!
Yaydığınız hoş olmayan kokuya rağmen ezip geçemem ki…
Tüm sıfatsızlığınız içinde
Bende büyük bir tanımınız var.
Göz kapaklarım ağırlaştı.
Beni bekleyen banka oturdum.
Halbuki yürümek istiyordum.
Ama bedenim izin vermiyordu.
Oturmam yürümeme engel değildi ki
Başımı önümdeki masaya yasladım
Arkamda koca dünya!
Yoksa sağımda mıydı?
Yok yok!
Ya o benim içimdeydi,
Ya da ben onun içindeydim.
Saat geçti.
Dünya yanarak biter de
İnsan yanarak bitmez
Beklerken yürüyordum.
Nerede mi?
Hiç bitmeyen yokuşun tam ortasında,
Dünya burnunda.
Kaleminize sağlık.
Hepimizin yüreğine sağlık 💐
Başarılar Merve’cim yine çok güzel betimlemelerle çok farklı bakış açıları yakaladım 😚🌹
Hepimiz birlikteyken tama yakın olabiliriz, senin ufkun da bizlere anlam katıyor. Teşekkür ederim canım 💐