Ben kalbimin taşlarından koca bir dünya yaptım
Ellerimin sana ulaşmadığı
İçimin korunun soğrulmadığı
Zühre ben gözlerimden sana giden bir yol yaptım
Gözlerim ki görmezdi senden başkasını
Gözlerim ki geçici bir hevesi saymazdı sesinde
Düğün gibi bir gün içimdeki, bir gelen bekliyor gibi gözüm hep kapında
Zühre, senden uzaklaşmadan aşıyorum yokuşları
Senin yoluna çıkıyorum dağların zirvesine
Dağlar heybetli değil gülüşlerin kadar
Gülüşlerin ki engel olurdu dünya savaşlarına
Kalemimden acı damlıyor Zühre
Hissetsen duyduklarının arasındaki acıyı
Duydukların ki, sığdıramıyor kalbime tarla kuşlarını
Sen görürsen söyle Zühre
Daha var mı beklenecek yalnızlığı
Yalnızlığım ki Zühre, çekip alıyor elimden kalemi
Ellerine uzanamam ya da saklanamam bir kalemin arkasına
Zühre ben kendimi uçurumlara bırakıyorum,
Sen geliyor beni çağırıyorsun
Zühre sen toprak nedir bilmiyorsun
Toprak derininde sana şiirler saklar görmüyorsun
Sığdıramıyorsun kalbime tarla kuşlarını…
Neler neler geçti şu gördüğün denizden Zühre
Bıraksan köprülerin altından
Bıraksan gözlerinin önünden
Bıraksan başımın üstünden,
Neler neler geçti Zühre ömrüm dediğim kum saatinden
Durdur ve kalemimi uzak tutma benden
İçimden dağlar sana doğru uzanıyor Zühre
İçimde bir tarla kuşlarına yer yok
Ben toprağı da bilirim, ellerimle gömdüm şiirleri,
Kabil’in Habil’i gizli gizli gömdüğü gibi.
Gel kalemimi uzak tutma benden
Bu yol sislerin içinden bile belli edebilir geldiğini
Selam ver Zühre sabaha akşama ve göğe
Toprağa tekrar selam ver
Sen inceliğini belli eder gibi selam ver
Bu yol belli edebilir geldiğini
Boncuklardan farksız kalbin sana yolu gösterecek
Beni bu denizsiz kentte, en derin nefesimde
Beklettiğim şiirimde, doğarken en temiz çocuk,
Ellerim ısınırken toprağının sıcağında
Bitmeyecek kışımız…
Kış inat uğruna Zühre adını değiştirecek senin
Sen geldiğinde tarla kuşlarını en yükseğe götüreceğiz birlikte
Ellerim, güneşin ısıttığı sıcak toprak, dirilecek Habil
ıslanacağız seninle Zühre karlar eriyecek üstümüzde
İbrahim’in ateşi kavuracak kalbimi
Kalbim ki, yeri tam avuçlarının içi
Onu al kurut bir kitap arasında
Sana ben kendimden bir nefes verdim
Onu al ve daha uzun yaşa benden
Kendini Zühre topraktan uzak tut hep
Sen bilemezsin kabilinde, ellerine bak ve nedir yuvası sor kendine
Zühre beni beklerken bırak
Beklerken sen ol ki benden, yani ki topraktan uzak
Zühre beni uçurumlara bırak
Sığdırama tarla kuşlarını kalbime
Kalbimi bir kitabın arasında, yelkovanı görecek bir gölgeye bırak
İKRA NUR DEMİR
0 Yorum