Zaman Çözmüyor İşte
Zaman çözmüyor işte Ne kalpteki sancıyı Ne içinin acısını Ne de dildeki yarayı. Zaman sadece kapatır eski dertleri Getirir kendiyle birlikte yenileri. Zaman sadece akar...
Zaman çözmüyor işte Ne kalpteki sancıyı Ne içinin acısını Ne de dildeki yarayı. Zaman sadece kapatır eski dertleri Getirir kendiyle birlikte yenileri. Zaman sadece akar...
Gün gelir adı konulur,Ağlayan doğumun.Bağ bozumu mutluluğunGün gider adı unutulur,Gülümseyen toprağındaYeşeren ölüm bolluğun.Anahtar deliğinden bakarGönül yorgunluğun.Açmazlar.. açamazlar…Sırrın sırrıdır, yokluğun . Nalan BİLEN
Sevginin kapısı açıktır.Önünden geçerlerGiderler gelirlerGöz ucu ile süzerlerEşiğine basarTereddütle geri dönerler.Sevmenin korkusuAşk’ın kokusudurİçeriye adım atabilseler.Bir kez olsunTadına varabilseler.Yok diye bir şey var mıdır ?Aynı yanık...
Güneşin kızıllığı, gökyüzünü kaplayınca yüzünü yavaş yavaş geceye dönen köyde, gün boyu yaşanan sessizlik yerini eve dönüş hengâmesine bırakıyordu. Bir yanda çobanların sürülerini köye getirişiyle...
Ölüm nedir? Meteorun dünyaya balıklama atlaması mı? Yıldızın sinirden evreni toz duman içinden bırakması mı? Balığın çok sevdiği kovada yüzmesi mi? Buğdayın hasat zamanında yan...
Nasılsın orada? Üşüyor mu kalbin yokluğumda Yerime koyduğun da Isıtıyor mu benim sıcaklığımda Bakıyor mu gözleri, ben gibi aşkla Atıyor mu kalbi, ilk günden de...
Eski yıpranmış fotoğrafları yavaş yavaş inceliyordu Tevfik Bey. Sakince tutuyordu fotoğrafları incitmemeye çalışır gibi. Oysa şu an elinde tuttuğu bu fotoğraf ona çok farklı duygular...
İnceden inceye yağıyor . Kör ufuklar, sağır umutlar… İçli bir nâme yazılıyor. Kör aydınlar, sağır yarınlar… Zarif gönlüne sımsıkı sarılıyor. Kör yaşamlar, sağır duygular… Ölüm ile...