Kadın Olmak

Dünyanın en zor mesleğidir kadın olmak. Hele bir de gelişmemiş veya gelişmekte olan toplumlarda yaşıyorsanız vay halinize. Gelişmiş ülkelerde bile çok ünlü oyuncuların film setlerinde yaşadığı maaş farklılıkları insanın dudağını uçuklatıyor. Kadın ve erkeğin eşit olduğunu savunan Avrupa ülkelerinde bile aynı film setinde aynı işi yapan iki ayrı başrol oyuncularından kadın oyuncular erkek oyunculardan daha az ücret alıyorsa kadın olmak dünyanın en zor işidir derim. Hele bir de ataerkil toplumlarda kadından tüm ev işlerini tek başına yapmasının görevi olduğunun düşünülmesi sanki yemek yapmak, ütü yapmak, temizlik yapmak bir emek gerektirmiyor gibi hissettirilmesi ve kadının yaptığı tüm hizmetlerin değersiz görülmesi. Kadının değerinin sadece anne olmasıyla sınırlandırılması. Dünyanın tüm yükünün kadınların sırtına yüklenilmesi. Neden bu ayrımcılık?

Bugün babalar çocuklarına baktıkları için takdir görüyor. Ancak annelerin görevi gibi görülmesi yetmezmiş gibi bir de çocuğuna yetemiyormuş hissiyatı veriliyor. Çocukluklarında babaları tarafından sevilmeyen kız çocukları ise büyüdüklerinde özgüvensiz bir yetişkin oluyorlar. Bu durum sonucunda ise o küçük kızlar mükemmeliyetçi bir anne, bir eş, bir iş kadını vs oluyor. Ve yorgunlukları bitmiyor.

Kadın olmanın zorlukları saymakla bitmez. Okutulmayan kızlar, zorla sevmediği bir adamla evlendirilen mi dersiniz yoksa evlendiği kişiyi evleneceği gün gören kızları mı? Hepsi birbirinde kötü. İşin daha kötü kısmı ise bu kadınların düşmanının da yine kadınlar olması. Oysa biz birlik olabilsek, birbirimize destek verebilsek ne güzel olurdu. Bugün saygı değer büyüklerimiz ben -bunları bunları- yaşadım. O da yaşasın diyenler. Ve son olarak kadınları evlenmeden önce ve evlendikten sonra diye ikiye ayıranlar. Mustafa Kemal Atatürk’e “bayan” kelimesinin “madam ve matmazel kelimelerinden hangisini karşılayacağını sormuşlar. Ayrı ayrı hitabın daha iyi olacağını söylemişler. Atamızın vermiş olduğu muazzam cevap ise şöyle olmuş; “Belki haklısınız ama bir kadını evlilik öncesi ve sonrasında iki ayrı insan saymak bence çağ dışıdır”…

                                                 Aylin Kaya USTAMEHMETOĞLU