Ölüm…
Buz gibi bir ateşin yakıcılığında
Donduran bir ses.
Gazetelerin ikinci sayfalarında
Bir sokak çocuğunun ölümü
Bazen bir meczubun çaresizlik deryasından
Kurtulmak için sığındığı liman
Düşkünün sırtındaki hayat kamburunun
Dermanı merhem.
Sokak kedisinin ruhunu okşayacak
Sahip otoritesi…
Kimi kez sevilenin soğuk göğsünde
Aşkın ölümüyle karşılıyor seni
Kimi kez de cami avlusunda
İnancın yitirilişiyle yüz yüze getiriyor insanı
Dertlerin defni yapılmıyor bu hayatta
Kederler sapasağlam,
Yüzyıl ömür biçmiş tabipler
Ama
Bilememişler yaradanın ölümsüzlük iksirini bahşettiğini keder denen
Fasite
Ancak
Yaşıyor ve tadacak insan anne babasında
Ölümün acımasızlığını
Ve
Yaşayacak kimi talihsiz
Analar ve babalar
Parçasının kendilerinden kopup gidişini.
Lakin
İşte o siyah leke Dokunmayacak
Bizlerin sırtına binmiş olan
Hayat kamburuna.
Mehmet AYNA
Hayat kamburu, yitirilip gidenler, dertlerin defni, inanç yitimi çarpıcı, dokunuyor insana. Kaleminize sağlık.