Eksildikçe Büyümek


Hayat buysa üstüne birazda sen ekle. Ekledikçe göreceksin eksildikçe büyüdüğünü. Küçücüktüm. Sığdırabildiğim kadar dünya sığdırırdım bedenimin ve aklımın aldığı kadar. Umutlarım savrulur, rüzgârlar uçuşur ve hayatın en ücra köşelerinde hayallerimi uçururdum bir uçurtmanın kanadında. Bazen kırılırdı kolum kanadım düşerdim erişilmezliğin gölgesinde uzun mu uzun bir kavak ağacına. Hani tutanım olsa düşmezdim belki diyebileceğim bir ümidim de yoktu. Ama sığınırdım yine de bir leyleğin sarsılmaz kanadına o da olmazdı işte. İnsan düşe kalka büyür derler ya her düşüşümde bir parçam eksildi nedensizce. Ben günden güne büyürdüm, günden güne eksilirdim işte. Hayatı tarif edebilir misin diye sorsalar ona, buna, şuna hatta bana aşağı yukarı verilen cevap yaşadıkça eksildiklerimiz olacaktır çünkü kimse mutluluklarıyla tanımaz hayatı tanıyamaz da. İnsan dünyayı tanımak ister bazen. Eşi benzeri olmayan güzellikleri göreceğim der. Yolculuklarını sıralar hayatının geri kalanına. Çoktan unutmuştur o an geçen zamanında yaptığı yolculuklardan payına düşeni. Ne bırakmıştır geleceğine? Hangi anılarının birikimiyle gelmiştir bu noktaya? Hangi cefa tükenmiştir geçen ömründe? İnsan sanır ki yeni bir yolculuk ( yeni bir hayat ) kalan ömründe çokça huzur bulduracaktır. Ama öyle değildir işte. Çünkü her yolun, her yaşın ve her düşün bir başlangıcı, bir yükselişi bir de düşüşü vardır. İnsan her şeyden önce asıl yolculuğunu kendi iç dünyasında yapmalıdır. Çünkü her yeni başlangıç kendini tanımakla geçer. Her şeyin bir evresi, bir büyümesi vardır ya sandalken tekne olmak, tekneyken gemi olmak gibi. Her insanında dönem dönem büyümesi vardır. Kâh ağladığı, kâh güldüğü, kâh hayat bulduğu ya da sona geldiği gibi. Bende her sona geldiğimi düşündüğümde yeni bir başlangıç yaptıysam da her başlangıç yeni bir sonlara kapı açtı her seferinde. Kendime geldiğim duraklarda yollar tıkalı değildi üç aşağı beş yukarı ilerlenebilir bir trafik vardı ama ben kendimden, kendimden ötesini beklerdim tüm beklentilerin ağır hendekleri olduğunu bilmeden.

Öyle ki bazen kendimi açık okyanuslarda zanneder tüm trafik ışıklarını alabora ederdim.

Öyle zincirleme kazalar oluverirdi ki hayatımda enkaza dönen gönlümü ben bile unuturdum. Ama yine de hiçbir zaman hayat buysa üstü kalsın dememek lazım çünkü hayat başlı başına bu da olsa insan denen mahlûkat hep hayatı yenebilecek bir kudrettedir. Bunu da üstünü üste kata kata öğrendim.

Serkan EMİR


Like it? Share with your friends!

İncetezat Edebiyat
Kişisel yazılarınızı bize göndererek sitemizde yer almasını ve daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. https://www.incetezat.com/misafir-yazarlik/

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir