Edebi Perim ile Fildişi Kulesine Yolculuk



Tam uykuya dalmak üzereydim ki elimi tuttuğu gibi beni kendine doğru çekti. “Hadi gidiyoruz seni biriyle tanıştıracağım” dedi. Nereye bile diyemeden bir anda kendimi, koparıp ağzıma atabileceğim pamuk şeker kıvamında iştah açıcı puf puf bulutların üzerinde buldum. Ah İstanbul yine gerdanlığını takmış bütün dişiliği ile göz kamaştırıcı güzelliğini gözler önüne sermişti. Merak içinde semada süzülürken akşamın kendini geceye teslim ettiği bu saatlerde denize damlayan ay ışığı senkronize hareketlerle dalga dalga Burgazada’ya yayılıyordu. Derken pırıl pırıl parlayan fildişi kulesinde bir hareket belirdi. Başında arkaya doğru ittiği şapkası, elinde oltası, arkasında köpeği ile hızlı adımlarla ağaçlık yolda Kalpazankaya’ya doğru homurdana homurdana yürüyen bir adam gördüm. Evet, tabi ya! Bugün Eylül’ün 15’i. İlk lüferi tutmak içindi bu telaş. Bu adam herkesin mavi gözlü balıkçı diye bildiği Sait Faik’ti. Gecenin sessizliğini bozan çığlığım, eserekli ruhuyla uçan kuşa, kediye, köpeğe olan sevgisini denize, balığa, doğaya olan aşkını en naif şekliyle insanı insana anlatan üslubuna olan hayranlığımdandı.

Haldun Taner Sait Faik için ” Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı kalem gibi yonttu ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu ” demişti.

Ermeni Mercan Usta, Barba Apostol, Hristos’a selam olsun. En büyüğü de şapkamı çıkartıp önünde saygıyla eğildiğim Sait Faik üstada olsun.

Mine TAPINÇ


Like it? Share with your friends!

İncetezat Edebiyat
Kişisel yazılarınızı bize göndererek sitemizde yer almasını ve daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. https://www.incetezat.com/misafir-yazarlik/

6 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir