Mutluluğun Ayak İzi


Karlı bir sabaha açtım gözlerimi bugün. Olabildiğince uzayan bu bembeyaz örtü, çocukluğumun karlı sabahlarını hatırlattı bana. İçim mutlulukla doldu. “Bu kar örtüsüne bir imzamı bırakmalıyım” dedim kendi kendime. Yani ayak izlerimi.

Bir köy evinde geçti benim çocukluğum. Müstakil, tek katlı ve kocaman avlusu olan bir ev. Kışları çok sert geçerdi bizim köyde. Köydeki herkes tarladaki, bahçedeki işini gücünü bırakır, evlerine çekilirdi. Ben severdim bu durumu. Çünkü annem ve babamla geçirdiğim en uzun anlar, bu soğuk kış günlerinde olurdu. Geceleri annemin dizlerine başımı koyar, onun anlattığı masallarla uyur; gündüzleri ise babamın peşi sıra yürür, kardaki ayak izlerini takip ederek eğlenirdim. Bazen annem de katılırdı bize. Ama aramızdaki kartopu savaşına ayak uyduramaz ve en sonunda pes eder, söylenerek içeri girerdi.

Bu yüzden olsa gerek kardaki her ayak izi çocukluğumu getirir bana. Evlerin bacalarından tüten dumanları, sokakta oynayan çocukların şen kahkahasını, sobaların üzerinde yanan mandalina kabuklarının mis gibi kokusunu…

Anılar bir bir gözlerimin önünden geçerken yüzümde yayılan gülümsemeye engel olamadım. Dışarda babasının adımlarını takip ederek kahkahalar atan çocukluğuma el salladım. “Hoş geldin” dedim ona, “hoş geldin’’…

Gurbet TURAN


Like it? Share with your friends!

İncetezat Edebiyat
Kişisel yazılarınızı bize göndererek sitemizde yer almasını ve daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. https://www.incetezat.com/misafir-yazarlik/

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir