Geceler yine sonbahardaki yaprak misali düşürdükçe düşürüyor beni, o soğuk toprağa. Her gece rüyamda bir bülbül gibi uçtuğumu görüyorum. Tam uçacağım sırada kanatlarımı açıyor ve babamın bana bisiklete binmeyi gösterirken söylediği o sözleri hatırlayarak havalanıyorum. Babam, “oğlum bisiklete binmek gibidir özgürlük. Çünkü pedalı çevirmek senin elinde. Çevirmemek de senin elinde. Ama çevirmezsen düşeceğini bil” demişti. İlk başta anlam veremesem de şimdi kaldığım bu dört duvar arasında babamın söylediklerini çok daha iyi anlıyorum. Ben pedalı çevirmedim baba; çevirmek yerine yokuşun cazibesine kapıldım. Yokuşa direnmeye çalışmadım. Haksızlığa sustum baba. Başkasının özgürlüğü elinden alınırken sustum. Manzaralara kapıldım çünkü özgürlüğün değerini bilemedim. Yoldaki üzümleri yedim baba, bağın sahibi kimdir? diye sormadan hem de. Senin gösterdiğin şiir dolu yollarda olamadım. Haram bahçelerine sürülürken pedallarım, senin gölgen düşmedi karanlık gönlüme baba. Sonra bir gün zinciri koptu bisikletimin. Baklava yiyen çocukların bisikletlerini çaldıklarını gün, ben süslü bisikletimdeki kornaya basarak güldüm onlara baba; ta ki bana da aynısı olana dek. Sen vefat edince annem yatağa düştü üzüntüden. Bense çok açtım. Evet, senin oğlun boğazının derdine düşmüş bir sefilin teki! Gururumun tek işe yaradığı an, annemin haline acıyıp isteyemediğim bir kuruştu. Fırıncıya gittim ve bir ekmek almak istediğimi ancak paramın olmadığını söyledim. O, ise küfretmeye başladı. Sen gittiğinden beri acı değil de tiksintiyle bakar olmuştu herkes bize. Hâkimin elindeki tokmak gibi olmuştu fırıncının elinde tuttuğu o veresiye defteri. Küfürler ilerleyince ve sana da değince ucu, adama saldırdım. Tartışma esnasında ona gücüm yetmediğinden dövmeye başladı. Kavga esnasında kendimi ekmek bıçağının bulunduğu tezgâhın önünde buluverdim ve bir sinirle şeytana uydum baba. Şimdi bana mesken olan bu mahpustaki 5. yılım. Daha da iyi anlıyorum şimdi, bahsettiğin o güzel pedallı özgürlüğün ne demek olduğunu baba. Her ne kadar midesi aç bir oğlun olsa da artık milletin ekmeğinde gözü olmayan bir oğlun var. Hakkını helal et…
Parmaklıkları boyasam bisiklet mavisine
Duvarlar dile gelir mi beni de boya diye?
Lastiği inik ayaklarımın
Zincir desen yetiyor prangalarım
Yağlı urgan gibi bir tuttu mu bırakmıyor
Babamın sevgisi
En güzel renktir bisiklet mavisi…
Çok etkileyici, ta yüreğime işledi, şiirle de çok güzel bütünleşmiş, yüreğinize, kaleminize sağlık.
Çok teşekkürler Gülgün Hanım, daha güzellerini yazmak dileğiyle :))