Hayattaki izleri saymaya çalışalım mı?
Parmak izleri, ayak izleri, gecenin izleri, tarihin izleri, sevgi izleri, çocukluk izleri, aşkın izleri vb. İşte böyle uzar gider izler.
Herkes kendi dünyasından bakarak anlamlandırmak ister izleri.
Peki iz bırakmak istiyor muyuz hayata ya da ne tür izler bırakmak istiyoruz? Aslında çoğumuz da umursamıyoruz izleri! Sadece anı kurtarma peşine düşüyoruz.
Oysa izler önemli! Kısacası bırakmaz peşimizi ne ayağımızın izleri ne de parmağımızın izleri. Korkarız bazen kendimizden parmağımızın izinden bile. Oysa kaçış ne mümkün! Sorumluluk almak istemeyiz! Suçlarız, yargılarız sorgularız. Kolaydır bunlar biz de kolayı geçeriz böylece. Ama çıkmaz sokak dır bu yollar! Hak yoluna, Rab yoluna ulaştırmaz bizi. Hayatın çirkefli yollarına sokar ve zor çıkar. İşte o zaman başlar hayat bizi yenmeye. Biz bir tokat atarken o bizi yerden yere sermiştir bile. Kalkarız yara bere içinde. Yine devam ederiz ama hayat bizi bizden etmiştir bir kere.
Sona yaklaşırken sorular sormaya başlarız. Değer miydi? Niye böyle oldu? Başka türlü olamaz mıydı?
Olurdu tabi. Korkmasaydık! yaratılırken sahip olduğumuz izleri takip edebilseydik, yüreğimizi ortaya koyup, ilahi adalete teslim olabilseydik olurdu tabi neden olmasın ki!
Hale ÇAYAN
0 Yorum