Hatırlamıyorum ne zaman düştüğümü bu kuytu karanlığa! Belki dün, belki geçen ay belki de geçen sene… Şuan aklımda hiç bir şey yerli yerinde oturmuyor kelimelerim intihar ederken cümlelerim ise firar etmeye hazırlanıyor. Ruhum bir kuytuda kurtarılmayı bekliyor sanki bir patlama sonrası düşmüş gibiyim bu köşeye.
Neler olduğunu şimdi hatırladım. Sen geçmiştin karşıma, ne var ne yok tüm öfkeni kusmuştun yüzüme hep sen konuştun, susmamıştın ne kadar konuşmaya çalışsam da izin vermemiştin. Sadece ‘seni seviyorum’ diyebilmiştim ama o laf kalabalığında bile duymadın iki kelimemi. İçinde biriktirdiğin öfken nefrete dönüşmüş gibi gözün görmüyordu beni ve kulakların duymuyordu sevgi sözcüklerimi.
Seni seviyorum dedim ama sen susmadın devam ettin esip gürlemeye. Görmedi gözlerin gözlerine bakan bir çift siyah gözbebeğini oysaki görseydi gözlerin gözlerimi görürdün sana olan büyük sevgimi ve susardın. Konuşan sadece gözlerimiz olurdu.
Ağladım, içim titredi korkudan, gözlerin öyle bir bakıyordu ki sanki tüm dünyayı yok edecek güce sahip gibiydin. Bir umut sarıldım sana belki öfken diner de sen de beni sevdiğini söyler bana sarılırsın diye ama düşündüğüm gibi olmadı. Kolumdan tuttun attın beni kuytu bir köşeye ama o an sadece beni değil sana ait olan kalbimi de, ruhumu da savurdun, kaybettin.
Şimdi ben beni attığın o karanlık köşedeyim, dönmeyeceğim ya da bir adım bile atmayacağım. Belki gelir, beni alırsın diye. Eğer adım atarsam biliyorum bulamazsın, beni burada unutma olur mu? Öfken geçince al beni…
Büşra DEMİR
0 Yorum