“İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli fark, duygularını ve düşüncelerini yönetebiliyor olmasıdır. Duygularının ve düşüncelerinin esiri olmak seni zamanla sosyopat bir insan haline getirir unutma!”
Kalbinde kopan fırtınalardan sonra yağan yağmurla sırılsıklam ıslanmış kadın bir gün dergide bir yazıyla karşılaşır ve başlar okumaya…
“Potansiyelini fark et kadın, fark et ki ilerleyebilesin!
Çok sev, çok âşık ol kalbin çırpınıp dursun. Çok bağlan ama bağımlı olma. İnsanların diğer canlılardan en önemli farkı duygularını ve düşüncelerini yönetebiliyor olmasıdır. Duygularının ve düşüncelerinin esiri olmak seni zamanla sosyopat bir insan haline getirir unutma. Kalbin, bazen hareket ettikçe daha çok kanatan cam kırıklarıyla dolabilir dikkat et yavaşla o zaman, dur hatta…
Yüzün kimin için ağlıyorsa yüreğin ona aittir unutma çünkü herkesle gülebilirsin ama herkes için ağlayamazsın…
Değer ver sana değer verene ama en başta kendine! Düşün kadın! Entipüften laflara takılma sen. Haksızlıklara karşı başını öne eğip doğrusu bu deyip susarsan başını kaldırdığında konuşacak kimsenin kalmadığını görüp yüksek sesle ağlarsın. İyiliğin ve kötülüğün bumerang gibi olduğunu karşı tarafa atınca aynı süratle sana geri döndüğünü unutma.
En büyük mağlubiyetler savaşı kazandığını sandığın anda ortaya çıkar, gardını bırakma! Oku, araştır, kendini geliştir, kendi özgürlüğüne sahip çık yapabilirsin.
Henüz anne olmadın belki ya da oldun fark etmez sen yine de annesin ve dünyayı anneler kurtardı unutma.
Ye, iç, gez tutkun olan hiçbir şeyden vazgeçme. Neye inanıyorsan ona göre yaşa. Başkalarının hayatlarına bakma, herkes göründüğü kadar da mutlu değil aslında. Maskelerle dolaşıyorlar ortalıkta.
Ne yapıyorsan yap en iyisini yap ama kimseyle yarış içinde olma kendinle yarış kadın sadece kendinle… Öyle allanıp pullanmana gerek yok, giy en sade kıyafetini, sil makyajını. Bırak ruhunun güzelliği yüzünden okunsun. Seni sevmek isteyen ruhunu sevsin. Çirkin kadın diye bir şey yoktur aslında kalbinin kiri yüzüne yansımış kadın vardır. Hem yalnızca kadınlar mı güzel olur? İyi düşünen, dürüst yaşayan ve kalpten seven herkes güzeldir. Zaten önemli olan da güzel İNSAN olmak değil midir?
Sen kadınsın, evet biliyorum bu ülkede kadın olmanın zorluklarını sonuna kadar yaşadın. Gelinliğiyle dünya turuna çıkan barış gelini olarak bilinen Türkiye’ye geldikten sonra kaybolan sonradan tecavüz edilip boğulduğu ortaya çıkan İtalyan sanatçı Pippa Bacca’yı unutma. Sonra Gürcistan’dan gelerek Karadeniz’i yürüyerek geçtikten sonra Çatalca’ya ulaşan yolda bir kişinin tecavüzüne uğrayan yazmaya ve doğaya gönül vermiş yirmi beş yaşındaki Polonyalı gezi yazarını da unutma. Bazı adamların(!) “Dağ başında gezmeseymiş canım o da” dediği Şehir merkezinde sapık dolmuş şoförleri tarafından tecavüz edilip öldürülen Mersin’in Tarsus İlçesi’nde Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1. sınıfta okuyan Özge”can”ımızı… Saymakla bitmeyen kız cinsiyet ile doğmanın bile suç olduğu ülkede Eylüllerimizi de unutma-utançlarımızın ve unutamadıklarımızın listesi uzar gider ama midem kaldırmıyor sayın okuyucu yazamıyorum artık affet-sadece kadınlar değil yüreği olan kimse unutmamalı… Öldürülene kadar süren öldürülene kadar dövülen kadının yaşamını…
Bu hayatın sana ait olduğunu ve tek bir şansın olduğunu unutma.
Hata yap bazen, hatalarından ders al. En iyi insanlar en ağır ceza ile imtihan edilirler vicdanlarıyla unutma. Bazen içine attıkların ruhunu o kadar bulandırır ki sok kalemini kalbine kus hepsini rahatla.
Gözünün içine baka baka yalan söyleyenlerden uzak dur çünkü her yalan, beyazı siyahı olmayan potansiyel bir ihanettir aslında. Bırak onlar arkandan oynanan oyunları bilmediğini sansınlar, sen çocukların beyin gelişimi için oyuna ihtiyaç duyduklarını bil, yeter…
Bazı insanlar virüs gibidir sen kurtulmaya çalıştıkça daha çok yayılır. Böyle insanlara dikkat et, sağlıklı besle kalbini, uzak tut böylelerini kendinden…
Bir enstrüman çalmayı öğren hatta birden fazla… Müziğe ver ruhunu beslensin.
Kalbinin mürekkebini gözlerinden akıtarak birkaç cümle karala bazen mürekkebin hiç bitmesin. Saçmalasan da çoğu zaman üret yeter ki çünkü sen annesin, unutma! Anneler üretir, daima besler, öğretir, büyütür, geliştirir korkma. Duygularını besle, büyüt ama üzüntünü büyütme. Çok üzülsen bile kin gütme, affettikçe hafiflediğini unutma. Patates çuvalı hikâyesini hatırla. Dök sırtındaki patatesleri hafifle.
Kimsenin seni, senin onları düşündüğün kadar düşünmesini, sevdiğin kadar sevmesini bekleme. Bu haksızlık olur çünkü herkes aynı şekilde düşünemez hayatta. Beklenti her zaman hayal kırıklığı yaratır unutma ve düşünceli, hassas insanlar her zaman daha çok üzülürler bu hayatta. Sever gibi yapacaklara, yapanlara aldanma ama yine de sen sev… Kuşları, ağacı, böceği, insanları, hayatı sev. Bak aynaya, yaşını sev. Hayatındaki depremlerin yüzünde bıraktığı derin yarıkları sev.
Kendine güven. Dik dur! Kadını güzel gösteren karakterli duruşu, kendine olan güvenidir unutma.
Bazen de sonuçlarını düşünmeden yap içinden geçenleri. Kalbini dinle, herkes kendinden sorumlu sonuçta korkma.
Son olarak yazımı okuyan güzel kadın, BİZ BÜTÜN KADINLAR BİRBİRİMİZE GÖKKUŞAĞI BAĞI İLE BAĞLIYIZ unutma ve her yağmurun ardında rengârenk gökkuşağı olduğunu da… Sen gül, rengârenk çiçekler açsın yüzünde. Gülmek en çok gökkuşağına yakışır çünkü. O kadar çok renk var ki sende, çok güçlüsün unutma! Kendine iyi bak ve yaşa içinde ölenlerle…
Fonda Willie Nelson “Rainbow Connection” çalarken ruhundan akan bir damla rimeli siler kadın ve çaresizliğinin kapağını kapatır.
0 Yorum