Yavaş yavaş yanarsın,
Farkına varmadan kendinin.
Ne ateşini görürler,
Ne de bir deri kibritini.
Her gün bir tane yansa,
Kırkın okunurken anlarlar ancak,
Doğru ya derler,
Gerçekten vasati kırk çöpmüş…
Ama bilmezler avucunun içinde sakladığını,
Onu da ancak gasilhane görevlisi teslim eder…
Neden derler, neden durdurmadın?
Yıllarca sakladın bizden,
Meğer kırk birinci çöp,
Buz tutmuş kalbinin anahtarıymış…
Yıllarca avucunda sımsıkı saklamış,
Anahtar sahibini bulma ümidini yitirse de,
O herkeslerden gizleyebilmiş,
Avuç içi kadar yüreğinin yanmasına aldırmadan.
Oysa koysaymış öbür kırk çöpün yanına,
Kırık bir ikindi soğuğu esecekmiş kutuda.
Ve bir çöp bile yanmayacakmış,
Kırk mevsim sonlanmayacakmış…
Yeter ki alsın avucumdan,
Bekleyen avuçlar, ölümde bile,
Yere düşürtmemiş kırk birinciyi…
Ahmet GENCAL
0 Yorum