Geç Kalmışlık Hissi


Zamanı hissedebilmek yaşadığımızı hissedemedikçe artan bir his olmalı. Gerektiği gibi yaşıyorken geç kaldığını düşünmez insan, tersliklerin olası bir sonucudur bu his. Günlük hayat da etkilenebilir bundan. Buluşmalarına, işine gücüne, dersine de kolayca geç kalabilir bunu yaşayanlar. Çünkü günlük hayatlarında kaçtığını düşündükleri şeylerden önemli bir şey kalmamış. Doğru zamanda üzerine gidilmemiş bir beceri, ertelenmiş keyifler veya ertelenmiş yüzleşmeler, hatta doğru zamanda karşılaşmadığımız insanlar (Hatta zamanında yazılmamış bir yazı…).

“Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar…”


(İsmet Özel, Jazz)

Sadece umursamazlıkla ortaya çıkmaz bu his. En basit eylemde bile telaşlanmak bu hissin bir diğer dışavurumudur. Bu durumdaki insan öyle çaresiz bakar ki hayata, umutsuzca ve çabalamadan her gecesini Kadir Gecesi, her geleni Hızır sanarak imrenilmeyecek hayatında dahi kaybetmekten korkabilir. Sonra böyle olmadığını anlamak daha da ağır olmalı. Bence yapmak gereken ölmeyecekmiş de treni kaçırdığı için sıkıcı bir şehirde hapsolmuş gibi sonsuza dek yaşayacağımızı düşünmeyi bırakıp önümüze bakmak. Trene bineceğimiz şehirde de görülecek yerler vardır muhakkak.


Like it? Share with your friends!

Murat Özkök
Olduğu yeri nihayet bilmeyip sanatla ve okumakla ilerleme gayesiyle, yalnızlığın bile paylaşılmadığı hayat yolunda yürüyen bir ademoğluyum.

1 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir